Şövalye Adası

Şövalye Adası

Şövalye Adası

Şövalye adasının diğer isimleri; Meğri adası ve Fethiye adasıdır. Bu adanın şekli lades kemiğini andırmaktadır. Fethiye körfezinde yer alan ince uzun bir adadır. Şövalye adası çevresinde birçok ada olmasına karşın, üzerinde yerleşim yeri olan tek ada olma özelliğini taşımaktadır. Şövalye adasının etrafına bir göz attığımızda; kuzeyinde açık deniz, güneyinde Fethiye, doğusunda Çalış plajı ve batısında Kızıl ada bulunmaktadır. Şövalye adası Türkiye’de pek bilinmeyen bir bölgedir. Ve bu yüzden turistik bir çekim bölgesi olarak kabul görmüyor. Fakat şövalye adası, Avrupalılar tarafından sürekli gezilen turistik bir güzellik olarak vazgeçilmezler arasında yer alıyor. Turizm yayınları içerisinde sıkça adı geçmektedir. Ayrıca İngiliz basınında da ayrı bir yer tutmuştur. Hatta şövalye adası tanıtım kitaplarında da boy göstermiştir. Şövalye adası, çevresi dağlar ile çevrili olan ve uzak memleketler anlamına gelen Meğri’nin dünyaya açılan tek kapısının koruyucusudur. Tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Antik çağdan günümüze kadar Fethiye’nin önemi, İskelesi’nin tüm Meğri ovasının dünya ile ilk ve tek bağlantısı olma özelliğini taşımasıdır.

Şövalye adasının tarihine şöyle bir göz attığımızda; tarihi hakkında çok fazla belge ve bilgi bulunmamaktadır. 15. yy’da Menteşe Beyliği’nin yıkılması ile bölgede papalık, Venedikliler ve Rodos şövalyelerinin etkisi görülmektedir. Ve gün geçtikçe bölgede hâkimiyetlerini arttırmışlardır. Ayrıca ada, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetinde de bulunmuştur. Jeolojik zamanlarda bu ada ana karanın bir parçası idi. Oyuktepe yarımadasından ayrıldıktan sonra ayrı bir adaya dönüşmüştür Şövalye adası. Ve böylelikle Fethiye Körfezine natural bir liman özelliği kazandırmıştır.

Bazı araştırmacılara göre adanın adı, M.S 8 ile 9. Yy. arasında o yörede yaşayan ve ismi Markianes olan bir psikoposun adından türetilerek konmuştur. Fakat ortaçağda Aziz John isimli kişinin şövalyelerinin bir süre burada bulunması sonucu, adanın adı şövalye adası olarak değişmiştir. Şövalye adasında antik yerleşim bölgesi, iki küçük tepeden oluşan Zeytinli tepesinin güney ve kuzey yamaçları arasında gerçekleşmektedir. Zeytinli tepesinin kuzey yamacında bulunan surlar, hala eski görünümünü yer yer korumaktadır. Hatta bazı bölgelerde 3 metreye kadar ayaktadır. İki tepe arasında bir de kilise bulunmaktadır. Kilisenin M.S 6 yy’a ait olduğu düşünülmektedir. Bu kiliseye ait eklentilerinde bazı bölümlerinin 2 metreye kadar ayakta kaldığı görülmektedir. Adada bulunan kilise ve birçok kalıntılar Bizans dönemine aittir. Bu da Şövalye adasının tarih koktuğuna işarettir. Ayrıca adanın değişik bölgelerinde sarnıçlarda bulunmaktadır. Ve bu sarnıçların iyi durumda olması hangi fonksiyonları barındırdığı konusunda net bir fikir vermektedir. Kısaca değerlendirdiğimiz zaman şövalye adası, antik dönemde yani Bizans döneminde, ikinci konut alanı olarak oluşturulmuştur.

Şövalye adası, Hıristiyan toplumları için konaklama yeri de olmaktadır. Avrupa ile İstanbul’dan hareket ederek Filistin’deki kutsal toprakları ziyarete giden hristiyanlar, şövalye adasında konaklamaktadır. Şövalye adasına elektrik, çalış plajı tarafından ana karadan ve deniz altından gelmektedir. Şövalye adası, birinci ve üçünce dereceden doğal ve tarihi sit alanıdır.

Şövalye adasında normal yerleşimlerin haricinde 12 adet geniş odalı oteller bulunmaktadır. İlk zamanlar apart otel iken günümüzde butik otel olarak hizmete devam etmektedir. Ayrıca apart daireler de şövalye adasında kiralanarak ayrı bir konaklama yeri olmaktadır.

Şövalye adasında iç ulaşım, birlik tekneler, dolmuşlar ile yapılmaktadır. Şövalye adası dış basında oldukça fazla yer almıştır. Ve bu Ece butik otel sayesinde olmuştur. Ve tarihler 2006 senesini gösterdiğinde Şövalye adası en güzel 10 Akdeniz adasından biri seçilmiştir. Bu özellikleri sayesinde Şövalye adası gezilmesi ve görülmesi gereken yerlerden bir tanesidir.

27 Haziran 2016 / by / in

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir